Obsesif kompülsif bozukluk, kontrol edilemeyen ve süreklilik arz eden stresli düşünceler, korkular, dürtüler ve bunlar ile beraber tekrar eden davranışları barındıran psikolojik bir rahatsızlıktır.
Bu stresli düşünceler ve korkular hem kişiyi hem de çevresini rahatsız edecek boyuttadır. Obsesif kompulsif bozukluk bir anksiyete türüdür. Bu takıntılı düşüncelerin kişi farkındadır fakat düşünmeyi engelleyemez.
OKB ile gelen bu kontrol edilemeyen sürekli olarak tekrar eden düşünceler kişinin günlük hayatındaki işlere olumsuz şekilde yansımaktadır. Kişinin tamamen isteği dışında gelişmektedir. Obsesif kompulsif bozukluğun başlangıç yaşı yapılan araştırmalar sonucu 7-12 yaş arası olarak saptanmıştır. Fakat her yaş grubunda bu durum karşımıza çıkabilmektedir. Bir durumun takıntı olarak nitelendirilebilmesi için kişinin o takıntının farkında olup o düşüncenin önüne geçemiyor olması gerekmektedir.
Bu kontrol edilemeyen takıntılı düşünceleri engelleyebilmek için birtakım davranışlar geliştirilir. Bu davranışlar da kalıcı bir çözüm değildir, kişide geçici bir rahatlama sağlar. Kişinin çevresinin de bu durumda tavrı önem taşır. Suçlayıcı yaklaşmaktan çok çözümü konusunda destek olmak gerekir. Suçlayıcı tavır, rahatsızlık yaşayan kişiyi daha da çıkmaza sürükler ve kaygıyı arttırır. Anksiyete, depresyon, panik atak durumu yaşayan kişilerin obsesif kompulsif bozukluk yaşama olasılıkları diğer kişilere oranla daha yüksektir. Kadınlarda daha sık rastlanmaktadır. Belirtileri yavaş seyir etmekle beraber zaman içerisinde şiddetini arttırabilmektedir. Düşünceler takıntı boyutundadır. Ve kişide kaygı yaratabilmektedir. İş, okul, aile ve sosyal yaşantıya olumsuz yansır. Bu duruma örnek vermek gerekirse; dışarıdan mikrop kapmak ve kişinin kendisini kirli hissetmesi, teknolojik ürünü kapatıp kapatmadığından emin olamaması, belli sayıları ve sözcükleri tekrarlaması, kapıyı kilitleyip kilitlemediğinden emin olamaması, sürekli halde ellerini yıkama isteği şeklinde örneklendirilebilir.
Obsesif kompulsif bozukluk yaşayan bireyler genellikle belirsizliğe tahammül edemeyen kişilerdir. Hayatlarında çoğu şeye kuralcı yaklaşırlar. Kurallarının çiğnenmesinden hoşlanmazlar. Kontrol sağlayamadıkları noktada sinirlenirler. Fakat her düşünce, her takıntı hastalık boyutunda değildir. Bu durumda kişilerin çok fazla strese maruz kalabilecekleri ortamlardan uzak durmaları gerekmektedir.
Obsesif Kompülsif Bozukluk Neden Olur?
Nedenleri tam olarak bilinemese de genel olarak geçmiş ve çocukluk dönemine ait travmalar, genetik faktörler, kişinin karakter özellikleri, çevresel faktörler, bulunduğu ortamlardaki stres düzeyi, günlük hayatta yaşanan olaylar, yaşam değişiklikleri vb. gibi durumlar obsesif kompulsif bozukluğunu tetikler niteliktedir. Aile yapısı içerisinde Birinci dereceden akrabalarında obsesif kompulsif bozukluk yaşayan biri varsa kişinin de yaşama ihtimali söz konusudur. Aynı zamanda beyin yapısı içerisinde salgılanan sinir sistemini etkileyen hormon olan seratoninin yapısındaki dengesizlikte bu rahatsızlığı tetikleyen nedenler arasındadır. Kişinin yaşadığı travmalarının ne kadar küçüklükte yaşandığı da obsesif kompulsif bozukluğun şiddetini etkilemektedir.
Obsesif Kompulsif Bozukluğun ( OKB ) Tedavisi
Obsesif kompülsif bozukluk kişinin günlük yaşantısını ciddi düzeyde etkileyen bir durumdur. Kendi kendine geçebilen bir süreç olmadığı için tedavisinde bir uzmandan yardım alınması gereklidir. Kişinin davranışlarının gözlemlenmesi gerekmektedir. Okb hastalığı herkes için farklılık gösterebilen bir süreç olduğundan tedavi şeklinde de kişiye özel farklı yollar oluşturulur. Okb tedavisi kişinin yaşam kalitesinin artması için gereklidir. Genellikle bilişsel davranış terapisi uygulanır. Aynı zamanda ilaç tedavisi de uygulanabilir. Terapi yönteminde kişinin bu takıntılı düşünceler sonucu oluşan davranışların önüne geçilmesi amaçlanır. Kaygının önlenmesi ve korkunun azaltılması için bilişsel davranış terapisinden yararlanılır. Bu rahatsızlık ile ilgili detaylı araştırma yapıp sürece hâkim olmakta tedaviyi olumlu anlamda tetikler. Kaygı anında kişinin kendini rahatlatma yöntemini bulabilmesi, sonuç hedefine odaklanması egzersiz ve düzenli beslenme ile süreç içerisinde kendisini daha iyi hissedecektir.