Evlilik en genel anlamıyla, aralarında duygusal bir bağ olan ve iki farklı karakterde olan kişinin bi araya gelip kendi özerkliklerini zedelemeden, müşterek yani ortak bir yaşam oluşturmalarıdır. Evlilikte de nihai amaç tabi ki hayatımız boyunca duyduğumuz ve hep de duyacağımız mutluluk ve huzur isteğidir.
Evliliklerin amacı mutlu olmak olsa da, taraflar bazen, bilerek ya da bilmeyerek mutluluklarını engelleyebilecek hatalar yapabiliyor.
Evlilik süresince bilerek de olsa bilmeyerek de olsa yapılan bu hatalar sonucunda evliliğin mutsuzluğa sürüklendiğini hepimiz biliyoruz. Evlilik mutsuzluğa sürüklendiğinde ise, zamanla taraflarda bireysel olarak psikolojik sorunlara yol açarak kişiyi de mutsuz bir ruh haline sokabiliyor. Dolayısıyla mutsuz bir romantik ilişki içinde olmanın taraflar için her açıdan oldukça zorlayıcı olduğunu söyleyebilirim. Yani hem evlilik sürecinde hem de sonrasında bu süreç taraflar için yıpratıcı olur. Eğer, evlilikte farkında olmadan yapılan yanlış tutum veya hatalar ilerleyen süreçte yapılmaya devam ederse, tarafların bu durumdan psikolojik olarak etkilenme düzeyinin de artacağı kesin bir durumdur. Ayrıca yapılan bu hatalar engellenmezse telafisi olmayan sonuçlara yol açarak evliliğin bitmesine bile sebep olabilir. Yani bu yanlış tutum ve hatalar, evliliğin bitmesi gibi istenmeyen sonuçlara yol açacak seviyeye kadar ulaşırsa ve olumsuz sonuçlanırsa, tarafların psikolojik etkilenme düzeyleri oldukça artarak, taraflarda ciddi psikolojik sorunlara sebebiyet verebilir. Evliliklerde yapılan hatalar sadece evliliği bitirmekle kalmayabilir, öncelikle taraflara ve eğer varsa da çocuklarına belki de ömürleri boyunca sürebilecek olan ciddi psikolojik hasarlar da verebilir. Bu nedenle evlilikle farkında olarak ya da olmayarak yapılan bu hataların neler olduğunu bilmeniz ve bu hatalardan kaçınmanız; evliliğinizin mutlu sürmesi için ve aile bireylerinin psikolojik sağlamlığının korunması için oldukça faydalı olacaktır.
Peki, evliliğinizde hem sizin, hem de eşiniz için yıpratıcı olan, hatta ilerleyen zamanlarda boşanmaya bile yol açabilecek bu hatalar nelerdir?
- Aile veya üçüncü kişilerle olan ilişkilere dikkat edilmemesi
“Sadece o kişiyle değil, ailesiyle de evleniyorsun” halk arasında evlilikle ilgili yaygın olarak söylenen bi cümledir. Ama evlilikte mutluluğun sırrı öncelikli olarak eşlerin kendi ailelerinden değil, kendi eşleri ile oluşturdukları çekirdek aileden geçiyor. Bu nedenle evlilikte eşlere yeterince zaman ayırıldıktan sonra ailelere zaman ayırılmalıdır. Ön plana evliliğiniz yerine aile ilişkilerinizi koyarsanız, bu zaman geçtikçe evliliğinize ailelerin de dâhil olmasına yol açabilir. Aynı şekilde ön plana evliliğiniz yerine çevrenizde bulunan üçüncü kişi olarak adlandırdığımız diğer kişileri koyarsanız da benzer durumlar yaşanabilir. Yani evlilik üzerine olan paylaşımlar doğrultusunda yakın çevreden, evlilik üzerine yıkıcı olabilecek eleştiriler, tavsiyeler ya da müdahaleler olabilir. Hatta bunun etkisinde kalarak, evliliğiniz için sağlıklı adımlar atamayacak hale gelebilirsiniz. Bu nedenle, bu hatanın önlenmesi için tarafların çevreleriyle olan ilişkilerine ve iletişimlerine dikkat etmesi gerekmekte. Aynı zamanda çevrenin evlilik üzerindeki etkisi oldukça minimal bir düzeye indirgenmeli. Yani evlilik üzerindeki söz hakkı herkesten önce evli olan eşlere ait olmalı. Dolayısıyla çevre ile olan iletişimin dengeli şekilde yürütülmesi evlilik için sağlıklı olacaktır. Bu noktada denge sağlandıktan sonra, her iki tarafın da ailesine ve arkadaşlarına eşler tarafından aynı ilgi ve alakanın gösterilmesi gerektiğini de hatırlatmak istiyorum. Ailenizin de, çevrenizin de sizin evliliğinizden beklentisi sizin mutlu olmanızdan ibarettir.
- Partnerin kişiliğinin değiştirilmeye çalışılması
Evlilikte her iki tarafın da evliliğin gelişmesi, devam etmesi ve daha sağlam temellere oturması için fedakârlık yapması gerektiğini biliyoruz. Fakat bu fedakârlıklar, karşı tarafın değişmesini zorlayacak ya da değişmesi için baskılayacak nitelikte olmamalıdır. Değişim insanlar için tabi ki olağan bir şeydir. Ama genellikle evliliklerde yaşanan, eşlerin birbirini zorla değiştirmeye çalışması, hem taraflar için oldukça sarsıcı hem de romantik ilişkinin temelleri için oldukça yıkıcı olabilir. Yani kendi benliğiniz evlilikteyken de aynı kalmalıdır. Neticede taraflar kendi benliklerini ortaya koydukları için çift oluyorlar. Bu nedenle fedakârlık ve değişim kavramları özellikle evlilik içerisinde birbirinden ayrı tutulmalı. Ayrıca evlilik süresince, eşlerin birbirini değiştirme gibi bir sorumlulukları olmadığını hatırlatmak istiyorum. Aksine böyle bir çaba hatadır ve evliliği zedeleyebilir. Tarafların uyumunu sağlayan ve hep de sağlayacak olan sevgi, saygı ve güven bağıdır. Fedakârlığın da kaynağı bunlardır. Bu nedenle evliliğinizde eşinizin değişmesi için ısrarcı olmamalısınız. Eşlerin hatalı durumları var ise bunlarda değişmesi kendini düzeltmesi anlamına geleceği için yaşanabilir. Fakat kişiliğin değişimin istenmesi hatalı bir durum olacaktır.
- Duygu ve Düşünceleri Gizlemek – Eşlerin Birbirleri ile İletişim Kurmaması
Evlilikte eşler her durumda birbirlerine karşı olan duygularını, düşüncelerini özgürce söyleyebildiklerinde yani sağlıklı bir iletişim kurabildiklerinde tam anlamıyla ortak bir hayatı paylaşmış olurlar. Aksi durumda her ilişkide olabilecek olan basit tartışmalar, taraflarda içten içe büyüyerek daha büyük sorunlara ve daha büyük tartışmalara sebep olabilir. Bunun sonucunda ise gürültülü ve duygusal olarak eşlerin birbirinden uzaklaştığı bir evlilik yaşanabilir. Bu nedenle olumlu da olsa olumsuz da olsa eşiniz ile her zaman duygularınızı ve düşüncelerinizi etkili bir iletişim yolu kullanarak paylaşmalısınız. Evlilik zaten başlı başına bir paylaşımdan ibarettir. Bu paylaşımı fiziken sağlamanızın yanında zihnen de sağlamalısınız. Duygularınızı, hislerinizi, düşüncelerinizi bastırmadan mutlaka doğru yöntemlerle eşinize yansıtmalısınız. Anlaşılmak istemeniz en doğal hakkınız. Fakat bunun için duygu ve düşüncelerinizi tutarlı, açık ve şeffaflıkla iletişim kurarak paylaşmalısınız. Bu aranızdaki iletişimi de güçlendirecektir. Evliliğinizin temellerini de sağlamlaştıracaktır.
- Hataları yüze vurmak
Evliliklerde yapılan bazı hatalar ufaktır, telafi edilebilir ve ilişkiyi bitirecek kadar kuvvetli olmayabilir. Eşler, aralarında konuşarak bu problemi halledebilir. Fakat üzerinden zaman geçmesine rağmen halledilen problemler hala problem olmaya devam ediyorsa, ufak hatalar büyük bir hataya yol açmaya başlamış demektir. Yani yapılan hataların sürekli hata yapan tarafın yüzüne vurulması devam ettiğinde, bu hata evliliği tehdit edecek seviyeye dahi gelebilir. Çünkü hatalar kartopu misali, birbirlerine eklemlenerek büyür ve çoğalırlar. Sonunda ilişkide gergin rüzgârlar esmeye başlar. Hata yapan tarafta olan pişmanlık yerini endişe, kaygı ve korkuya bırakır. Korkunun egemen olduğu bir ilişki sevgiyi yıpratır ve iki tarafı da mutsuz eder. Evliliğinizi de zor bir yola sokar. Bu nedenle problemler çözüldükten sonra eşlerin yaşanmamış gibi varsayarak devam etmesi evlilikleri için sağlıklı olacaktır.
- Ebeveyn olunca evliliği askıya almak
Evlenen çiftlerin birçoğu genellikle tamamen aile olabilmek için çocuk yapmaya karar veriyor. Böyle bir karar ise alındığı andan itibaren başlayarak eşlere ayrı ayrı sorumluluklar yükler. Ancak ebeveyn olduktan sonra çocuğu çok fazla önemsemek, aşırı bağlanmak, eşi arka plana atmak zamanla evliliği yıpratabilir. Yani çocuk olduğunda anne-baba sorumluluğu her ne kadar fazla olursa olsun eşlerin her zaman için birbirlerine ayıracak zamanları olmalıdır. Çünkü ebeveynliğin sorumluluğu cinsel hayatın bozulmasından evin düzeninin bozulmasına kadar bazı olumsuzluklara yol açabiliyor. Bu nedenle eşlerin, çocuk-eş dengesini iyi şekilde kurmaları gerekmektedir. Evlilik içinde diğer bir diğer problem de çocukların yetiştirilme konusudur. İki farklı bakış açısında ve farklı çevrelerde yetişmiş insanın çocuklarını da kendi bakış açılarıyla büyütmek istemeleri oldukça normaldir. Fakat aynı anda aynı kararda birleşemeyen ebeveynler; çocuğun kişilik gelişimine de destek olamazlar. Burada yapılması gereken şey, eşlerin kendi bakış açılarından ziyade çocukları için en doğru olan şeylere ortak bir şekilde karar vererek çocuklarını bu doğrultuda yetiştirmeleridir. Dolayısıyla bu sayede hem evliliğin mutlu sürmesi, hem de çocuğun her anlamda sağlıklı bir şekilde yetiştirilmesi sağlanarak bir hata engellenmiş olur.